Ne tuhaf bir sözcük öbeği değil mi? Kulağa hiç normal gelmiyor; azalırken nasıl çoğalabilirsin ki? Bir kere mantıklı değil(?!).
Derslerimde çok kullandığım bir cümle vardır: “Eforsuzluğun içindeki eforu keşfet”. “Azalırken çoğalmak”, “Eforsuzluğun içindeki efor”… dinlerken ya da okurken ne ifade ettiği anlaşılmıyor değil mi?
Yin yoga, asananın (pozun) içinde 3 veya 5 dakika kaldığımız bir yoga tarzı. Bazen tembel yogası diyorlar. Ama ben, “kendinle beş dakika kalmaya cesaretin var mı?” diyorum. Öyle duruyorsun işte, hiç bir şey yapmadan, hiç efor harcamadan duruyorsun. Ne elde edebilirsin ki efor harcamadan? Efor harcamamak ne demek?! Oysa günlük hayatımız hep bir koşturma içinde, yetişmeli, yetiştirmeli, yetmeli, hatta artmalıyız, artırmalıyız, en önemlisi çaba harcamalı ve çabuk olmalıyız.
Çünkü böyle yetiştirildik. Ben biraz oturduğum zaman annem, “Allah boş duranı sevmez” derdi.
Bu cümle bedenin, bütün bir sistemin derinine şöyle işliyor; “boş duranı kimse sevmez, her şeyi tam ve zamanında yapmalısın ki, herkes seni sevsin”. Ve her an yapılacak bir iş buluyorsun kendine-ki, temel ihtiyacın olan sevgiyi alabilesin.
Oğlum on yaşındayken, bir gün yine onu kucağıma aldım, “ahhh çok özledim seni, küçükken şöyle bir sarılırdım içime alırdım sanki. Şimdi kocaman oldun sığmıyorsun kucağıma” dediğimde aldığım cevap çarptı beni; “ben küçüklüğümde ki anneyi hiç özlemedim, sen o zaman çok aceleciydin, hep, ‘hadi çabuk’ diyordun. Kendini geliştirdin, şimdi çok iyisin.” dedi. Tabi ki gurur duydum kendimle. Eski halim ile şu anda olduğum hal arasında öyle çok fark var ki, şükürler olsun diyorum. Ama arada ben de düşüyorum otomatik pilota; “yemek yapmam lazım, ders vermem lazım, yetişmem lazım, anatomi çalışmam lazım, çabuk olmam lazım…..” diye sıralamaya başlıyorum.
Bir gün bir arkadaşım ” ‘Lazım’ demek yerine, ‘yapsam iyi olur’ desen?” dedi. “Ne fark var ki?” diye düşünmüştüm.
Ama işte bu tam da “azalırken çoğalmak” demekti. “Yapsam iyi olur” demek, “yapmasam da olur” demek aslında. Yani koşturmadan eyleme devam ediyor, ama sen bir şeyi yapmadın/yapamadın diye eksilmiyorsun; “bırakıyorsun”. Zaten dolduğunda boşalırsın bu bir doğa kanunu. Çekiştirmeden, yargılamadan uzak; “Haaa!” “Yapsam iyi olur”.
Koşuşturma hali zihni meşgul etme ve farkındalığı bitirme hali demek.
Her şeyi otomatik yapma hali, yani öğrendiğin gibi, öğretildiği gibi. Derinde bir çark dönüyor ve sen o çarka göre şimdiki hayatı yönetiyorsun. Yönetmeyi değil de, akmayı deneyimleyebilir misin?
İşte tek soru(n) bu eforsuzluğun içinde eforu bulabilmek hali.
Durduğun yerde yaşanmışlığı görebilmeyi, koşturmanın, kontrolün gereksizliğini ve çabanın, yani gelebildiğin yerin değerini verme halini görebiliyor musun?
İşte yin yogaya ihtiyacın burada başlıyor. Durmak ve derine inmek…
Commentaires